İzmir Bahri Baba Türbesi

XX. Yüzyıl başlarında, Bahri Baba Türbesi'nin ünü İzmir'in dört yanını tutmuşken, şehir de gittikçe büyümüş ve genişleyen şehirde yeni yollar yapılması ya da imar alanları kazanılması şart olur.
Ancak şehir merkezinde büyük yer kaplayan mezarlıkların başka yerlere taşınması her zaman oldukça sorun çıkarır ve bu işe el atan zamanın yöneticileri de karşılarına dikilen muhalefet nedeniyle başarılı olamazlar.
Özellikle o bölgede bulunan Musevi Mezarlığı'nın başka yere taşınarak buraya, "Millet Bahçesi" yapılması düşüncesi 1908 yılından itibaren sürekli olarak basında yer alır.
1910 yılında ağaçlandırılmaya başlanan araziye 1700 meşe ve 50 zeytin ağacı dikilir.
Bahri Baba mezarı sorununu ise kesin olarak 1913 ile 1917 yılları arasında İzmir Valisi olarak görev yapan Rahmi Bey çözer.
İZMİR'DE İLK
II. Meşrutiyetten sonra toplanan Birinci Meclis'e, Selanik'ten giren Rahmi Bey, İttihat ve Terakki Cemiyeti Genel İdare Kurulu'nun oybirliği ile görevlendirmesiyle vali olarak İzmir'e atanınca Bulvar Şirketi'nin kurulmasına ön ayak olur ve günümüzdeki Fevzi Paşa Bulvarı'nın çok büyük bölümü ile İkiçeşmelik'ten Eşref Paşa'ya çıkan Eşref Paşa Caddesi'nin devamının yapımını sağlar.
İzmir'de ilk kez düzenli karakol binaları kurar ve birçok önemli yapı da o dönemde inşa edilir.
Vali Rahmi Bey göreve başlar başlamaz Basmane, Mezarlıkbaşı, Kğlu, Karataş ve İkiçeşmelik'teki mezarlıkların şehrin gelişmesine engel olduklarını saptar. Derhal bu mezarlıkların kaldırılmasına karar verir.
DEDİKODULAR
Bu cesur hareket hiç de iyi karşılanmaz. Şehirde birçok dedikodu yayılır. "Vali'nin mutlaka çarpılacağı" söylenir. Ancak Rahmi Bey özellikle tekke şeyhlerinin baskısına aldırmayarak kararı uygulamaya başlar. Kimse de çarpılmaz.
"Şehir içindeki mezarlıkların kaldırılması" kararına Bahri Baba türbesi de dahildir. Bu nedenle etekleri tutuşarak soluğu Rahmi Bey'in huzurunda alanların başında Halil Dede gelir:
"Efendim, Bahri Baba hazretleri dün gece rüyama girdi. Git vali beye söyle, mezarlıklara ilişenlerin elleri taş olacaktır. Beni yerimden edip rahatımı, huzurumu bozmasınlar." der.
Rahmi Bey hem akıllı hem de oldukça pratik bir yöneticidir. Halil Dede'nin arsa işindeki çıkarının da farkındadır. Bozuntuya vermez ve "Kararı gözden geçireceğini" söyleyerek Dede'yi uğurlar ama ertesi sabah daha gün doğmadan adam gönderir ve Halil Dede'yi yatağından kaldırtarak apar topar huzuruna çıkartır. Ne olduğunu anlayamamış olan Halil Dede, doğrusu biraz da ürker.
Rahmi Bey gayet rahat konuşur: "Bu Bahri Baba hazretleri gerçekten yaman bir evliya imiş. Dün bana rüyana girip seninle konuştuğunu söylediğinde pek inanmamıştım. Ama doğruymuş. Evliya hazretleri bu gece de benim rüyama girdi. Vali bey, benim yerimi değiştirmemelerini söylemiştim ama artık vazgeçtim. Türbemi açık ve ferah bir yere nakletmenizi artık ben de istiyorum dedi" der.
Yüzü kireç gibi olan Halil dedenin söyleyecek sözü kalmaz.
TÖRENLE
Rahmi Bey zaman geçirmeden tantanalı bir tören düzenleyerek Bahri Baba'nın mezarını Eşref Paşa'da, o dönemler Sarımsak Dede Mezarlığı olarak bilinen mezarlığa nakleder.
Bu mezarlık ise 1932 yılında zamanın İzmir Valisi Kazım Dirik ve Belediye Başkanı Dr. Behçet Salih Uz tarafından kaldırılır. Bahri Baba'nın sanduka biçiminde olan mezarının başındaki Mevlevi külahlı taşta, "İş bu merkatı şerif Hüseyin Avni Paşa hazretlerinin mahdumu Ahmet Fuat beyefendi tarafından vaz ve inşa olunmuştur. Vefatı: 1309" yazılıdır.
Bu mezar taşındaki bilgiden Bahri Baba'nın öldüğü tarihin 1893 olduğunu öğreniriz. Bahri Baba'nın kemikleri diğer mezarlarla birlikte Asri Mezarlığa taşındıktan sonra bu alan Eşref Paşa pazaryeri olarak kullanılır ve bir köşesine de NikDairesi inşa edilir.
DÜZENLENDİ
Bahri Baba türbesinin ilk yeri Maşatlık'ın bulunduğu alanla birlikte İzmir'in en güzel parklarından biri haline getirilir. Günümüze kadar başka adlar verilmek için çeşitli girişimlerde bulunulmasına rağmen, Bahri Baba, kendisi kalamasa da adının bu parkla günümüze kadar yaşamasını başarır.
Bu park alanı Cumhuriyet döneminde, ilki Aziz Akyürek'in Belediye Başkanlığında olmak üzere birçok kez düzenlenir. Mithat Paşa Caddesi'ne, İnönü Caddesi adı verildiği 1942 yılında parkın adı da İnönü Parkı olarak değiştirilir.
YAPILAŞMA
Özellikle Mithat Paşa Caddesi'nin genişletilmesi çalışmalarına uygun olarak alt kıyısı defalarca biçim değiştirir, bu arada yapılaşma da başlar. Önce Güney Deniz Saha Komutanlığı binası, ardından Belediye Şark Kahvesi (Şato Gazinosu), Atatürk İl Halk Kütüphanesi, Astsubay Orduevi ve büyük trafo binası, öte yandan Birleşmiş Milletler Yolu adı verilen Varyant, parkın yeşil alan miktarını oldukça düşürür.
Parkın günümüzde İzmir Metrosu Konak Meydanı istasyonuna en yakın bölümüne 1958 yılında tiyatro sarayı yapılması kararlaştırılırsa da bu proje yaşama geçirilemez ve yarıda kalan inşaat uzun zaman sonra yıkılır.
Aynı bölgede bulunan ve uzun yıllar yarım kalmış tiyatro sarayı inşaatının bulunduğu 6100 m2'lik arazi de 2000 yılında yapılan düzenleme ile "Bahri Baba Parkı" adıyla yeşil alan haline getirilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PATERSON KÖŞKÜNÜN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ

KAYBOLAN BİR CENNET: PINARBAŞI

İZMİR TÜRBE VE YATIRLARI